02- Adıyaman- Gez- Nemrut Dağı Milli Parkı
Adıyaman denildiğinde şüphesiz ki akla ilk gelen her zaman Nemrut Dağı olur. Dolayısıyla bu tarihi şehre gelip de Nemrut Dağı’nı görmeden dönmek olmaz. Nemrut Dağı, Adıyaman’ın Kâhta ilçesinde, Toros dağ silsilesinde yer almaktadır. 1987 yılından beri UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan Nemrut, 1988’de Nemrut Dağı Milli Parkı olarak koruma altına alınmıştır.
Geç Helenistik Dönem’deki Kommagene Krallığı’na ait harabeleri, heykelleri ve yazıtlarıyla meşhur olan Nemrut Dağı, Türkiye’nin en popüler tarihi varlıklarından biri olup; her yıl yerli ve yabancı binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Gizemli atmosferiyle herkesin dikkatini çeken Nemrut Dağı’yla ilgili çok eski dönemlerden beri pek çok efsane anlatılagelmiştir. Bu efsanelerden en bilineni şöyledir:
Bir Hikaye! Bir rivayete göre adını, Hz. İbrahim’i ateşe attıran Nemrut isimli Babil hükümdarından alan Nemrut Dağı Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam tarihi açısından farklı anlamlar ifade etmektedir. Lakin halk arasında anlatılan bir efsane oldukça yaygındır. Efsaneye göre, Nemrut Dağı’nda büyük bir krallık hüküm sürüyormuş. O dönem insanlar bin yaşına kadar yaşayabiliyormuş. Nemrut Kralı da tam bin yaşındaymış. Bin yaşına kadar yaşayan kralın beş yüz yaşında bir oğlu varmış.
Kral tek çocuğu olan oğluna çok düşkünmüş. Kralın oğlu, günlerden bir gün Van Gölü kenarına oyun oynamaya gitmiş. Fakat göle düşüp, boğulan oğul, maalesef hayatını kaybetmiş. Kara haberi alan kral çok üzülür. O kadar çok üzülür ki, yataklara düşer ve hasta olur. Amansız bir hastalığa yakalanan krala bir türlü deva bulunamaz. Ölüm döşeğinde olan kral bir gün hasta yatağından kalkar ve yüzünü Nemrut Dağı’na dönerek: ”Benim oğlum yaşı beş yüz yaş, Hele ham tıraş, Bilseydim dünyada ölüm var, Koymazdım taş üstünde baş.” diyerek haykırmış.
Kralın haykırışı, dağın taşlarında yankı bulmuş ve çoğalarak geri dönmüş. Sonrasında yaşadığı acıya daha fazla dayanamayan Kral üzüntüden ölmüş. Bu olay karşısında Nemrut Dağı, duyduğu üzüntüden dolayı patlar ve her yere ateş saçmış. Nemrut Dağı’nda son gerçekleşen volkanik patlama da bu olmuş. O günden sonra bir daha faaliyete geçmeyen Nemrut Dağı’nın, kral ve oğlunun yasını tuttuğuna inanılır ve bu efsane kuşaklardan kuşaklara anlatılır dururmuş.
Neden Gitmeliyim?
MÖ 1. yüzyılda Kommagene Krallığı tarafından, devasa heykellerle donatılmış olan Nemrut Dağı, doğu ve batı teraslarında bulunan Antiochos ile tanrı-tanrıça heykellerinden dolayı “Tanrıların Dağı” olarak da adlandırılmaktadır. Kommagene kralı Antiochos Theos, MÖ 62 yılında, Nemrut Dağı’nda Yunan ve Pers tanrılarına ait olan heykellerin yanı sıra kendi mezar-tapınağını da yaptırmıştır. Mezar, kartal başı gibi tanrısal taş oyma figürleriyle süslenmiştir.
Mezarda 1881 yılında Alman mühendis Karl Sester tarafından bir takım kazı çalışmaları yapılmış; fakat sonraki yıllarda gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar esnasında Kral Antiochos’un mezarı bir türlü bulunamamıştır. Dağda bulunan meşhur taş heykeller sırasıyla Kral Antiokhus (Theos), Herakles (Ares-Artagnes), Zeus (Oromasdes), Fortuna (Kommagene tanrıçası) ve Apollo’yu (Mithras) temsil etmektedir.
Ayrıca Nemrut Dağı’nın meşhur taşlarının oraya kadar nasıl taşındığı ve tümülüsün yapısındaki gizemler, henüz tamamen keşfedilmiş değildir. Dolayısıyla Nemrut Dağı’nın uzaylı üssü olduğunu düşünenler bile mevcut! Bunun yanı sıra ”Eskikale, Yenikale, Karakuş Tepe ve Cendere Köprüsü” Nemrut Dağı Milli Parkı’nda görülmesi gereken diğer tarihi yapılar arasında yer alıyor.
- Adres: Nemrut Dağı Yolu, 02000 Kahta, Kâhta/Adıyaman
- Tel: (0312) 508 60 00
- Çalışma saatleri: 06.00 – 21.00 *Her gün açık
- Giriş ücretlerini öğrenmek için tıklayın.
- Web Sitesi
- Yol tarifi al >
- Konum Bilgisi
Hiç yorum yok
Yorum Gönder